Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Hatay’da tarihi Uzun Çarşı’daki dükkanında baba mesleği ile 10 çocuğunu büyüten Galip Bostancı, tezgahını açarak yeniden üretime başladı.
Tarihi çarşıda baba mesleğini 40 yıldan bu yana sürdüren 57 yaşındaki Bostancı, 6 Şubat’taki depremlerde iş yeri ve evi hasar görünce bir süre mesleğine ara vermek zorunda kaldı.
İş yerini 5 gün önce toparlayıp içinde sadece un ve su bulunan tel kadayıfı geleneksel yöntemlerle bakır tepside yapmaya başlayan Bostancı, Hatay’ın tescilli lezzeti künefenin ham maddesini hazırlıyor.
Kısa sürede günlük 10 kilogram ürettiği kadayıfın satışına başlayan Bostancı, deprem öncesindeki o hareketli günlere dönebilmenin umuduyla müşterilerini bekliyor.
“Çocukları bu meslekle büyüttüm”
Galip Bostancı, AA muhabirine, Antakya ilçesinde bulunan evi ağır hasarlı olduğu için ailesiyle şu anda çadırda kaldıklarını söyledi.
Çok büyük bir felaket yaşadıklarını anlatan Bostancı, “Rabbim kimseye böyle acılar yaşatmasın. 2 evim vardı, şimdi yok. Zengin yattım, fakir uyandım.” dedi.
Babasının henüz çocukken tanıştırdığı mesleği severek yaptığını dile getiren Bostancı, deprem nedeniyle yaklaşık 3 ay işine ara vermek zorunda kaldığını belirtti.
Bostancı, 40 yıllık meslek hayatında çok sayıda usta yetiştirdiğini, şu anda da işini tek başına yürüttüğünü vurgulayarak, “Çocukları bu meslekle büyüttüm. 10 çocuğum var. Hepsini okuttum. Yarısından fazlası evli. Yarısı görevli şu anda. Ben hayatımı, malımı, mülkümü çocuklarıma verdim. İstedim ki onlar ayakta dursun, kimseye muhtaç olmasın. Allah’a şükür, istediğimiz oldu.” diye konuştu.
“Kim Antakya’dan ayrılmışsa tekrar gelecektir”
Şu an zor günlerden geçen, geçmişte de depremlerle çok kez yıkılan Antakya’nın yeniden ayağa kalkacağına inandığını belirten Bostancı, şunları kaydetti:
“Bülbülü altın kafese koymuşlar, illa vatanım demiş. Bizim vatanımız burası. Ne kadar eski, ne kadar kötü olsa bile ben vazgeçmiyorum, vazgeçmeyeceğim. Kim Antakya’dan ayrılmışsa tekrar gelecektir. Burası her zaman onları kucaklar. Bizde hiç kimse aç kalmaz. Kazanlar hala kaynıyor. Biz evimizin, ev kapısından dış kapıya kadar olmadığını anladık. Konya’sından, Afyon’undan, Bursa’sından, Ankara’sından, İstanbul’undan o kadar yardım geldi ki hepsinin babasına rahmet diliyorum. İnşallah biz de sizleri evlerimizde misafir edeceğiz.”
